9 Ekim 2011 Pazar

İYONYA'NIN İNCİSİ

Türkiye’nin İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü büyük anakenti olan fuarlar merkezi İzmir, ticaret ile bütünleşmiş çağdaş bir liman kentidir. Kültür nitelikleri, yeryüzü nitelikleri ve yaşam düzeyi ele alındığında, Türkiye'nin en gelişmiş kentidir.
İzmir'in batısında denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme Yarımadası uzanır. Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Roma’nın imparatorluk devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biriydi. Tüm İyonya kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de adını duyuruyordu. Bu maksatla da bu şehre "Güzel İzmir", "Eski İzmir" ve "la Perle de l'Ionie" (İyonya'nın İncisi) deniyordu. Tarihten beri bu tanımlarla yıllar sonra şehrin sıfatı hâline gelmiştir.
İzmir, yatlar ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer almaktadır. Ilıman bir iklime sahip olup, yazın denizden gelen taze bir serinlik güneşin sıcaklığını alıp götürmektedir. Sahil boyunca palmiye, hurma ağaçları ve geniş caddeler bulunmaktadır. İzmir Limanı, Mersin Limanı'ndan sonra Türkiye'nin en büyük limanıdır. Canlı ve kozmopolit bir şehir olan İzmir, uluslararası sanat festivalleri ve İzmir Enternasyonal Fuarı ile de önemli bir yer tutar.
İzmir’in en ünlü yapılarından biri olan İzmir Saat Kulesi şöyle anlatılmaktadır:

II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı için 1901'de Sadrazam Mehmet Sait Paşa tarafından Alman Konsolosluk binasını yapan mimara yaptırılan kule 25 metre boyunda olup, dairesel esas etrafında dört çeşmesi vardır ve kolonlar Kuzey Afrika temasını esinlendirir. Kulenin saati Alman İmparatoru II. Wilhelm'in (hükümdarlığı:1888-1918) hediyesidir. Kulenin en büyük özelliği yapım tarihinden bugüne kadar saatinin hiç durmamış olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder